Clearly defined
Sorunu sor hemen cevaplansın.
clearly defined teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- express
- {s} belli
- express
- süratli
- express
- {s} hızlı
Ekspres tren o kadar hızlı geçti ki onu zorlukla gördük.
-The express train went by so fast we hardly saw it.
Bu hızlı bir tren. Çok durakta durmaz.
-This is an express train. It won't make many stops.
- express
- {i} nakliye şirketi
- express
- özel ulak ile
- express
- açık etmek
- express
- göstermek
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
-In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
- express
- kesin
- express
- dile getirmek
- express
- (fiil) ifade etmek, anlatmak, açıklamak, belli etmek, açığa vurmak, sıkıp suyunu çıkarmak, ekspresle göndermek
- express
- {i} ekspres tren
Normal tren ekspres trenden daha az rahattır.
-The local train is less comfortable than the express train.
Sadece, Nürnberg Bölgesel Ekspres treninde ayakta duracak yer vardı.
-There was standing room only in the Regional Express to Nuremberg.
- express
- sıkıp çıkarmak
- express
- {f} sıkıp suyunu çıkarmak
- express
- (Tekstil) sıkmak
- express
- meramını ifade etmek
- express
- {f} belli etmek
- express
- {f} ifade etmek, dışa vurmak, anlatmak, beyan etmek
- express
- (sıfat) açık, belli, kesin, özel, hızlı, süratli, ekspres
- express
- dile getir
Kızının mezuniyetinde Mary mutluluğunu dile getirdi.
-Mary expressed her happiness when her daughter graduated.
Hepsi onun ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
-They all expressed regret over her death.
İlgili Terimler
clearly defined teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- express
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.